Nar’ın Tanelerine Olan Aşkı Ve Yalnızlığı !

  nar patlaması

Bir an farkına vardı ki, uzun zamandır etrafa saçılmış nar taneleriyle artık kaynaşamıyordu. Çok güçlü ve yoğun bir aşk olmasına rağmen ve hatta gittikçe artan bir ivmeyle başka ülkelerdeki binlerce nar tanelerini de mıknatıs gibi çevresine çekmesine rağmen, nar taneleri hep başka tanelerle birarada olmayı, arkadaşlık etmeyi tercih ediyorlardı.

Bunun farkına varınca, ‘benide aranıza alın’ dedi etrafa saçılmış nar tanelerine. Ama ne dediğini anlamamış veya duymamış gibi hepsi boş boş baktı ve yanındakilerle birlikteliklerine devam ettiler. Belki de duymamışlardır diye düşündü ve daha şiddetli bir şekilde: ‘benide alın aranıza lütfen’ dedi. Tekrar ona baktılar ve aldılar aralarına.
Ama gördü ki, onlarla birlikte olmasına rağmen, sanki onların dünyasında yokmuş gibi davranıyorlardı, söylediklerini sanki hiç birisi duymuyordu. Hatta çoğu zaman çevresindeki nar tanelerinden bazılarına ‘beni görüyormusun, buradamıyım?’ diye soruyordu.

Bu olanları henüz tam bilemediği için biraz hüzünlendi ve onu duymalarını diledi. Ve böylece gördü ki, söylemesi ve duyurması gerekenleri dile dökmeden de duyurmanın yolları varmış. Artık sadece düşünüyordu ve düşündükleri en uygun beyin tarafından algılanıp dile dökülüyordu ve öbür nar taneleri kendi frekanslarına daha yakın olduğu için bunu algılayabiliyordu. Ancak dile dökenler, bunun kendi fikirleri olduğunu zannediyor ve gerçekte olan bitenin farkında bile değillerdi. Yüzünde hafif bir tebessüm ile ‘harika’ dedi, bundan sonra demek ki yeni iletişim tarzım böyle olacak…

Bir süre sonra etrafa saçılmış nar taneciklerine baktı yine, hepsi kendisine benzeyenle bir arada, yiyor, içiyor, geziyor, tozuyor, dertleşiyor, sohbet ediyordu…
Sonra bir de kendine baktı, kimseyle artık böyle kaynaşamaz olmuştu, yanlarında bulunsa bile bütünleşemiyordu. Henüz tam reşid hali oluşmadığı için tam anlamıyla bilemiyordu bu olanları; o yüzden bu garip haline yine hüzünlendi ve bilmeyi diledi. Bunun üzerine, en uygun dalgaboyunda olan nar taneciği bu düşünce dalgasını algıladı ve geldi yanına. Geleni gören, bir an için sevindi,’evet yaşasın, belkide benim kaynaşacağım tanecik budur’, dedi. Gelen tanecik özüne uzun uzun baktı ve: ‘seni aramıza, kendi dünyamıza alamayız,’ dedi.

“Bunu duyunca hüzünlendi ve ‘niye alamazsınız’, dedi. O kadar yalnızım ki, halimi paylaşacağım kimse kalmadı artık, bak eğer beni aranıza alırsanız arkadaşlığım o kadar eğlencelidir ki hiç sıkılmazsınız, ayrıca mutluluk, huzur istemeyip eğer dram, üzüntü, savaş istersen o konuda da gayet iyimdir. Siz ne dilerseniz, ne isterseniz, onun şeklini alır ve o konunun kendisi olurum. Eğlence istersen eğlenceli olurum, bolluk istersen bolluğun şeklini alırım, savaş istersen savaşı, mutluluk istersen mutluluğun kendisi olurum. Sizin dilemeniz benim dilememdir, benim dilememde sizin dileğinizdir. İşte dostluğum bu kadar eğlenceli ve muhteşemdir, alın beni de dünyanıza…”dedi.
Yanına gelen nar taneciği: ‘işte tam da bu yüzden istesekte alamayız seni dünyamıza. Çünkü bu etrafa saçılmış nar tanelerinin hepsi ama hepsi, toplu halde senin dünyanda zaten. Sen her ne kadar, her taneciğin şeklini alabilsen de, sen nar’ın kendisisin ve tüm tanecikleri içinde barındıran teksin,’ dedi ve gitti, kendisine en yakın nar tanelerinin yanına…

Arkasından öylece bakakaldı, bilmeyi dilemişti ve bildi artık nar’ın ne olduğunu ve kendisini nar tanelerinde seyretti.

N.Kalmuk

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönderebilmek için puzzle parçasını doğru yere kaydırmalısınız.