Günde Kaç Sefer İntihar Ediyorsunuz?

DirencGünde hepimiz kaç kez intihar ediyoruz? 100? 500? Belki daha fazla…diye serpti yine sorularını ortaya ve herkesi düşünceleriyle başbaşa bırakıp gitti.

İntihar kelimesinin en basit klasik tanımını düşündüm, ‘değişik nedenlerden dolayı güçlüklere dayanamayıp yaşamına isteyerek son verme’. Acaba insan kasıtlı olarak hayatına niye son vermek ister? Mutlaka bir çok nedeni vardır ancak en temel nedenine baktığımda görüyorum ki reddetme var . Yani bu sanal dünyada yaşananları gerçek sanıp, kendi arzularına uymayan ve yaşamak istemediği şeyleri kabullenemeyip reddediyor. Değiştiremiyeceği şeylere gönülden rıza gösterememe hali o derece şiddetli yaşanıyor ki, bunun doruk noktasında intihar gerçekleşiyor. Temelindeki duygu, yaşanılan herhangi birşeyi reddetme, kabullenememe var. Olan her neyse, bu kabullenememenin zirvesinde fişi çekerek herşeyi durdurma isteği çok ağır basıyor ve fiziksel yaşam sonlandırılıyor. Direnç gösterdiğin, kabullenmediğin, olana razı olmadığın konu, bir sonraki anda da aynı hal üzere, yaşantı sonsuza dek devam eder, muhtemelen de bu yüzdendir tüm dinlerin intiharı yasaklamış olmaları.

Peki bizler günde kaç sefer intihar ediyoruz? Gün içinde karşılaştığımız, yaşadığımız herhangi birşeyi kabullenemeyip sinirlendiğimizde, olayla olay olup hararetli tartışmalara girdiğimizde, içe kapanıp üzüldüğümüzde, veya için içini yiyip geceleri gözümüzü kırpmadan sabahladığımızda, zihnimizde binbir düşünceyle günlerce tartışıp kendi kendimize konuştuğumuzda, bizler de aslında intihar etmiş olmuyormuyuz?! Hepsinin en temelinde yatan neden, yaşadıklarımızı kabul edemeyip veya vehim ile olma ihtimallerini düşünüp, endişe ile henüz gerçekleşmeden reddetmeğe başlamak ve direnç göstermek.

Hayatı kendi isteğimize göre yönlendirme tutkusu ve istediklerimizin bazen olmaması ile çöküntünün çeşitli halleri ortaya çıkıyor. Bu demek değil ki kendi haline bırakalım, tabiiki de değiştirmek istediğimiz herhangi birşey için elimizden geleni yapmalıyız, ama olmadığı noktada hayat bize ne sunuyorsa, direnç göstermeden, gönülden bir ‘hoşgeldin’ diyebilmeli ve gelenin özünde aslında kim ve ne olduğunu idrak edebilmeliyiz.

Kabul etmeyip reddettiğimiz, direnç gösterdiğimiz an, bilelim ki bizlerde intihar ediyoruz. Ve kabullenmediğimiz herhangi bir şeyi bir sonraki anda da tekrar ve tekrar yaşıyoruz. Bazen olaylar değişiyor bazen figüranlar, ama direnç gösterilen, kabullenilmeyen konu sürekli karşımıza çıkıyor, taa ki yaşanılanı gönül rahatlığıyla kabul edene kadar. Ondan sonra da zaten gerçek değişim ve dönüşüm başlıyor, bu noktada ise zaten herhangi birşeyin olması ile olmaması sizin için BİR oluyor.

Örmeyelim tuğlaları var zannettiğimiz kendimize, ki duvara toslayan enerji daha bir şiddetle çarpmasın bize! Direnç göstermeyelim, reddetmeyelim ve saydam olduğumuzu idrak edip, bizdeki varlık kancalarına takılmadan herşeyin bizden ve bizimle tüm kainata akıp gitmesine müsade edelim!

Teşekkürler Serpil Efeoğlu bu güzel soru için.

15.01.2015

N.Kalmuk

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönderebilmek için puzzle parçasını doğru yere kaydırmalısınız.