Yanmanın da seviyeleri varmış. Ya nefs mertebelerinin ilk üç basamaklarında gezip hayvaniyetin getirdiği cehennem ateşiyle, ya da hayvanı ıslah edip aşk ateşiyle yanmaya başlarsın. Aşk ateşiyle yanmak en büyük zevklerden olsa da ‘ara’ kapanmadığı için bu ara’yı kapama ve kavuşma özlemiyle yanıp, öz’leyene kadar özlemle tutuşursun. Kavuşma arzusunun dayanılmazlığı seni çıldırtmaya başlayıp buna tahammül edemez hale geldiğin o an, işte tam o an termometredeki civa aşağıdan tepeye fırlayıp paramparça eder senliğini ve efersan tabletin eriyip suya karışması gibi, ÖZ’lediğin icin özlemeyenlerden olmanın huzuru kaplıyıverir her yerini.
AŞK ateşinin kendisi olduğunun farkındalığı ortaya çıkıp yaşar giderken ve ara kapandığı için yangınlar bitti artık derken, bir de bakarsın ki yepyeni bir ‘big bang’le hayatın tekrar altüst oluverir. Bundan önce yaşanılan yangınlar, meğersem şu anın yanında bir hiçmiş dedirtecek kadar her zerren ateşle kavrulmaya başladığında anlarsın Aşk’ın klasifikasyonunu, yani nefis mertebesi dedikleri şeyin aslında aşkın şiddetini, büyüklüğünü ifade etmek için kullandıklarını.
Seviye seviyedir aşk yangınları. İncecik kibrit çöpü de yanar, odun kütükleri de yanar, orman da yanar. AŞK’ın büyüklüğü ile big bang’leri patlatıp alemleri sürekli yaratanın, tahayyül edilemez azametli aşk ateşi de yanar.
Böyle bir aşkın ve kudretin görkemi karşısında haşyet içinde, tepeden tırnağa her bir zerren, zangır zangır titreyip zelzele yaratmıyorsa sende, soluk almanın ritmi değişip ‘sır’ noktan göğsünden fırlayacak kadar hareketlenmiyorsa, ahfa’ndaki girdap gözlerinden dur durak bilmeden süzülmüyorsa, makro orgazım genlerine kadar işleyip seni formatlamıyorsa, aşkın bu şiddetinde daha derin, iyice derin, en derin…bir daha… ve bir daha ölemiyorsan, aşka secde ettim deme, zihin gürültüsü aşk lakırdıları etme!
AŞK’ının şiddetiyle sürekli yeni big bang’ler ile patlayıp evrenler yaratan AŞK; bu makro orgazımdan sonra zannediyormusun ki etli butlu mikro orgazım ilişkiler senin icin bir anlam ifade eder…
Ve hz Şems’in “Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi” derken onda açığa çıkan AŞK’ın azameti ve şiddetiyle, ateşi bile yakabileceğini artık daha bir farklı anlamaya başlar olursun.
Nükhet Kalmuk
13.03.2016
