Bilmeyi Bilmek

aydenizde

 

Nasılsın”,dedi?

Boğazım düğüm düğüm…
Ağlasam, kan kırmızı akıp sel olur yaşlar, ağlamasam gök yarılıp, şimşekler çakar…

Bilmeyi, bilmek ister bazıları, ne güzel herşeyi önceden bilmek der. Ancak bilmeyi, bilmek; kitaplardan okuduklarının sohbetini edip, bunun lakırdısıyla çevrendekilere akıl vermeye pek benzemez. Hele hele, ufak iğneyi egona, duygularına, sahip olduklarına dokundurduklarında çıkardığın yaygara bir yana; günlük domates, biber, patlıcan gibi konularda verdiğin tepkilere de hiç mi hiç benzemez.
Dengeleri bozmadan, bildiklerinle yaşamaya devam edebilmek; bunu hazmedebilecek bir yürek ister, iradeye teslimiyet ister ve pek çok şey daha ister.
Ve bir süre sonra bakarsın ki ortada ne hazmedecek sana ait bir yürek kalmış, ne de iradesine teslim olacağın ötende biri.

Yine de yutkunursun… boğazın düğüm düğüm. Sandığın gibi sahip olduklarından kopamamanın düğümü değildir bu, zaten herşeyini sahibine teslim etmiştir vaktinde.
Ancak gerçekleri apaçık yaşayıp, acaba bu kısa süre içinde bu gerçeklere uygun olarak tam anlamıyla yerine getirebildim mi, yapmam gerekenleri’ nin yutkunmasıdır bu. Yine de devam edersin, dengeleri bozmadan sana kolaylaştırılmış olanı, son an’a kadar yapmaya.
Taa ki bildiklerin, fiiller aleminde seni karşılayana kadar. Karşıladıklarında da, dönüşerek devam edersin sendekilerle birlikte yolculuğuna…

NK
4 Temmuz 2014

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönderebilmek için puzzle parçasını doğru yere kaydırmalısınız.