Yalnızlığı, yalnızlıkla paylaşmak ağır geliverir birden, gözleri kadar görenlerin sığlıkları dayanılmaz oluverir. Ruhunu anlamayanların, elbette lisanı anlamayışları, acıtır içini.
Elini tutan bir çift elin, yüreğine dokunamayışı, yalnızlığını daha bir derin hatırlatır. Herşeyi bünyesine alıp, herşeyi affedebilen yüreğinin enginliğini bile kaldıramadığın an’lar olur.
Bazen ağlayan sadece yüreğindir, gözlerin değil…
Çeşit çeşit, renk renk gözlerle doludur etrafın, ama bakışlardaki körlüğü, uyurgezerliği, ‘seni’ görmeyen, bilmeyenlerin hüznü sarıverir her yerini. ‘Uyanmış’ bir bakış ararsın, son bir gayretle anlatmak istersin, ama oyun ve eğlenceye o kadar dalmışlardır ki… ve anlarsın, yalnızlığı yalnızlıkla paylaşmaktır bazı şeylerin bedeli.
Bunun ağırlığı kaplarken yüreğini, çalan ‘Nazende Sevgili’ye döner ruhun bir an, sımsıcak tebessüm, güneş gibi doğarken yüreğine, çağlayandan sadece bir pıt düşüverir önüne…
Bazen ağlayan sadece yüreğindir, gözlerin değil.
Nükhet Kalmuk
28.09.2019